Mersin Kent Konseyi, kenti ve kent insanını ilgilendiren önemli konularla ilgili yaptığı çalışmalara bir yenisini daha ekledi. Kent Konseyi’nin ev sahipliğinde, Kent Konseyi Şube Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda Mersin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı, ‘Bir Mersinli Olarak Mersin Gözlemlerim’ konu başlıklı seminer gerçekleştirdi. Prof. Yağcı, Kent Konseyi’nin daveti üzerine; Mersin’in sosyolojik, ekonomik ve kültürel anlamda çok kritik günlerden geçtiğini belirterek, katılımcılara bu konularla ilgili gözlemlerini aktardı.
Tuğcu: “Kent sevdalısı dostlarla birlikte olmak çok önemli”
Mersin Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı’nın konuk olarak davet edildiği seminerin açılış konuşmasını yapan Mersin Kent Konseyi Başkanı Ayferi Tuğcu, bu tür etkinliklerde kent sevdalısı dostlarla birlikte olmanın çok önemli olduğunu vurgulayarak; hem bir Mersinli, hem de bir akademisyen olarak Prof. Dr. Yağcı’nın,Mersin hakkındaki gözlemlerini dinlemek için toplandıklarını ifade etti.
Prof. Yağcı: “Alınan kararlar, kent dokusunu bozmamaya yönelik olmalı”
Mersin’in son zamanlar içerisinde yaşadığı sosyolojik, kültürel ve ekonomik değişimi örnekleriyle birlikte aktaran Prof. Yağcı, bunlardan birisi olan 6 Şubat deprem felaketinin yansımalarının Mersin’de etkili olduğunu gözlemlediğini kaydederek, “Özellikle yüksek katlı binalarda yaşayanlarda depremin yarattığı korku, herkesi kırsal bölgelerde ev almaya sevk etti ve daha imar uygulaması bile yapılmamış yerlerde yapılaşmayı artırdı. Bunun olumsuz etkilerini ve sonuçlarını da yakın süreçte göreceğiz” dedi.
Belediye meclislerinde imar uygulamaları kapsamında alınan bazı yoğunluk artışı ile ilgili kararların, Mersin’de kent dokusunun zaman içinde düzensiz hale gelmesine yol açtığına değinen Prof. Yağcı, “Özellikle kentin gelişmiş bölgelerinde inşa edilen 30-35 katlı binalar ile hemen yanlarında bulunan 2-3 katlı, hatta gecekondudan bozma binalar, bir Akdeniz kenti olan ve kendine ait mimarisi bulunan bu kentin dokusuna zarar vermekte ve estetik anlamda da tezatlık oluşturmaktadır. Bu konuda da, ilgili kurumların ciddi bir düzenleme yapması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Yoğun göç Mersin’i birçok alanda etkiliyor”
Mersin’in çok kültürlü bir şehir olmasından dolayı aldığı yoğun göç sonucu, Türkiye’de en kalabalık 6. veya 7. il konumunda olduğunu; bunun yanında Mersin’in aldığı kamu bütçesinin, bu nüfus yoğunluğunu kaldırmaya yeterli olmadığına da dikkat çeken Prof. Yağcı, “Mersin’de göçe bağlı gettolaşma, maalesef beraberinde güvenlik ve sosyal ayrışma gibi problemleri de getirmektedir” diye konuştu.
Seminerin son kısmında, kent kimliğinde önemli bir yeri olan kurumlardan birisinin de üniversiteler olduğu gerçeğini hatırlatan Prof. Yağcı, Mersin’deki üniversitelerde yaklaşık 55 bin öğrenci olduğunu ve bunun yarıya yakının da ailesinin Mersin’de ikamet ettiğini vurgulayarak, “Kentimize başka şehirlerden gelen öğrenci sayısı 20 bin civarında. Bunların da 10 bine yakını devlet veya özel yurtlarda, kalanı ise kiralık evlerde kalıyor. Fakat, yaşanan deprem nedeniyle bu evlerin büyük kısmı, deprem bölgesinden gelen yurttaşlarımız tarafından kiralanmış durumda. Bundan dolayı öğrenciler Eylül ayında Mersin’e geldiklerinde, büyük bir sorun bizi bekliyor” dedi.