Ana Sayfa Gündem, Kadın, Politika, Siyaset, Tarsus, Yaşam 9 Şubat 2024 45 Görüntüleme

BELDA BOROĞLU : “MEDENİ KANUNA SAHİP ÇIKIYORUZ !!! “

CHP Tarsus İlçe Kadın Kolları, 9 Şubat 2024 Cuma günü saat 14.00’te, Türkiye genelinde 81 il ve 973 CHP İlçe örgütüyle eş zamanlı olarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi
Açıklamayı CHP Tarsus İlçe Kadın Kolları Başkanı Belda Boroğlu yaparken, Medeni Kanun’a ilişkin önemli mesajlar verildi.
Belda Boroğlu, konuşmasına Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte egemenlik hakkının halka geçtiğini ve bu durumun çığır açan bir devrim olduğunu belirterek başladı.
Ardından, eşit yurttaşlık hakkının laik düzen içinde kurulduğunu ve bu doğrultuda 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun’un önemine vurgu yaptı. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğunu ve evlilikte resmi nikah zorunluluğu gibi önemli düzenlemelerin yapıldığını ifade etti.
Konuşmasında Boroğlu, Medeni Kanun’un laikliği esas aldığını ve toplumsal ihtiyaçlara göre değişen hukuk kurallarının önemine değindi. Ayrıca, kanunun tarih içinde değişikliklere uğradığını ve kadınların örgütlü mücadelesiyle 2002 yılında daha da güçlendirildiğini belirtti.
Boroğlu, iktidarın kadınların kazandığı haklara göz diktiğini ve Medeni Kanun’un hedef haline geldiğini ifade etti. AKP’nin kadın haklarına yönelik olumsuz adımlarını eleştirerek, süresiz nafaka konusunda yaşanan tartışmalara da değindi. Ayrıca, boşanma süreçlerindeki arabuluculuk uygulamalarının kadınları güvenlik riski altına soktuğunu ve (Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) CEDAW’a aykırı olduğunu vurguladı.
Son olarak, Boroğlu, kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle birlikte hareket ettiklerini ve Medeni Kanun’un yok sayılmasına izin vermeyeceklerini belirtti. Siyasetten sil baştan yazma çağrısında bulunarak, örgütlü güçleriyle mücadeleyi büyüteceklerini ifade etti.
* BASIN AÇIKLAMASI METNİNİN TAMAMI AŞAĞIDADIR :
CHP AİLE VE SOSYAL HİZMETLERDEN SORUMLU GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE KADIN KOLLARI GENEL BAŞKANI AYLİN NAZLIAKA’NINMEDENİ KANUN’A İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI 09.02.2024

Bugün 81 il, 973 ilçe kadın kolu başkanımızla iktidarın hedef tahtasına koyduğu Medeni Kanun’a ilişkin eş zamanlı basın açıklaması yapıyoruz.

Bilindiği gibi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte egemenlik hakkı halka geçmiştir. Bu, çığır açan bir devrimdir. En büyük ikinci devrim ise eşit yurttaşlık hakkıdır. Eşit yurttaşlık hakkı laik düzen içinde kurulmuştur. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun, 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte eğitimde, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda kadınlar ve erkekler eşit haklara sahip olmuştur. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte resmi nikâh zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit hale getirilmiştir.

Kanunun görüşüldüğü gün, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt Meclis’te şunları dile getirmiştir:

“Türk tarihinin, bendenizin anlayışına göre, en hazin siması Türk kadınıdır. Yeni tasarının aile teşkilâtı ve miras hükümleri şimdiye kadar istenildiği zaman kolundan tutularak bir esir gibi yerden yere vurulan, fakat ta ezelden hanım olan Türk annesini lâyık olduğu saygın mevkiye getirecektir.”

1926’da çıkarılan Medeni Kanun laikliği esas alır. Din kurallarının değişmezliği vurgulanmış, hukuk kurallarının ise toplumsal ihtiyaçlara göre değişmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Laiklik, 11 yıl sonra, 5 Şubat 1937’de Anayasa’ya girmiştir.

Türk Medeni Kanunu tarih içinde değişikliğe uğramıştır. Kadınların örgütlü mücadelesi ve azmi sonucunda 2002 yılında Medeni Kanun daha da güçlendirilmiş, aile hukuku bölümü yeniden düzenlenmiştir. 1992 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen “evli kadının çalışabilmesini kocanın rızasına bağlayan madde” Türk Medeni Kanunu’ndan kaldırılmıştır. “Aile reisliğine” dayanan aile modeli yerine, “eşitlik” ilkesine dayalı aile modeli getirilmiştir. Eşit mal paylaşımı ve nafaka ile ilgili gerekli adil düzenlemeler eklenmiştir. Evlenme yaşının, kadın ve erkek için 18 yaşından gün alma koşuluna bağlandığı yasada, evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklarla eşit haklara sahip olmuştur. “Onur kırıcı davranış” eşler için boşanma nedeni sayılmıştır. Ayrıca “edinilmiş mallara katılma rejimi”, yasal mal rejimi haline gelmiştir. Böylece, aksine bir sözleşme yapılmadığı takdirde, eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallara diğer eş ortaktır.

Değerli Basın Mensupları,

Eşitliğe inanmayanların yönettiği ülkemizde, kadının insan hakları ve laiklik büyük tehdit altındadır. İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 no’lu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP’nin yeni hedefi; Medeni Kanun’dur. Gelenek haline getirdiği “Torba Yasa” uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır.

İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir.

Hatırlayalım:

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz 2023 tarihinde yaptığı açıklamada “Ben süresiz nafaka konusunu önemsiyorum. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız” diyerek kadınların değil erkeklerin yanında yer aldığını açıkça itiraf etmiştir.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 Kasım 2023 tarihinde bu söylemi bir adım öteye taşımış ve evliliklerde süresiz nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını iddia etmiştir. Oysaki süresiz nafaka yoktur. Bakan nafakanın verilme şartlarını elbette çok iyi bilmektedir.

Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir.

Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hâkimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar.

Değerli Basın Mensupları,

Bugün sadece 81 il, 973 ilçede tek ses olmuyoruz. Bütün kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle ile tek ses oluyoruz.

 

Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmiyoruz.

Medeni Kanun’u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun’u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis’te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz.

Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz.

Saygılarımızla.”

 

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil webmaster