Okuduğum bütün yazarlar benim için çok kıymetli ama, tüm yazarlar içinde bir sınıf var ki biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Psikolog yazarlar…. Onların değerini bir örnekle anlatmak niyetindeyim…
Yıllar önce ben de diğer hemcinslerim gibi ( birçoğu diyelim), tüm gün saçını süpürge edip, akşam yorgun, bitap düşmüş, ama mutsuz bir şekilde uyurdum. ”Kendim için bir şey yapmadım yine” diye söylenerek uykuya dalardım. Böyle düşününce daha da mutsuz olurdum.
Sonra bir gün bir psikolog yazarın bir önerisi ile karşılaştım bir kitapta; diyordu ki” güne başlarken önce kendiniz için bir şey yapın , zaten tüm gün başkalarına çalışacaksınız nasıl olsa…”Bu öneriyi denemeye karar verdim. Gün içinde önceliği kendime verip, sinirlerimi zıplatmama kararı aldım. Bir süre sonra fark ettim ki en verimli vakit , en dinç olduğum ilk vakitler..
Henüz yorulmamışım. Bayıldım bu yönteme. Yıllar içinde iyice oturdu… Kendime yatırım yapmanın öfkemi dindirdiğini fark ettim. Eğer bu yöntemi çok geç öğrenseydim çok üzülecektim. Öfke patlaması ,boşa geçen yıllar için de olacaktı. İşte bu yüzden diyorum ki önceliği kendinize verin. Gün bittiğinde sinirlenmezsiniz. Ömür bittiğinde sinirlenmezsiniz.
Özellikle bizim toplumda kadınlarda çok oluyor volkan gibi patlamalar. Sürekli bir engellenmişlik duygusu. Bin bir işe koşup, kendine bir kahve saati bile ayıramamak…Bu yüzden önce kendimize biraz zaman ayırırsak, baraj dolmamış olur, öfke kontrolünü daha iyi sağlayabiliriz .Şunu demeye çalışmıyorum; burada parantez açmakta fayda görüyorum.
Çoluğumuz, çocuğumuz, eşimiz ve ailemiz tabi ki çok değerli; onlar için , sorumluluklarımızı yerine getireceğiz. Sadece çekirdek aile de değil, geniş ailemiz için de yerine getirmemiz gereken birtakım şeyler olabilir. Bunları da yapacağız. Önerim sadece gün içinde önceliği kendimize ayırıp, küçük mutluluklar yaşamak…Bu şekilde kafamız rahatlar ve gönül rahatlığıyla saçımızı süpürge edebiliriz. )))Bizim kültürel kodlarımızda bu var çünkü; saçını süpürge etmek..
Ara sıra saçımıza fön çektirmeyi de ihmal etmemeliyiz bence.. Bazen yaptığımız pasta konuşulsun, bazen de saçımızın modeli…)) Psikolog yazarlar demişken, onlardan öğrendiğimiz başka şeyler de var. Hayatla mücadele ederken, biz , hep aynı davranış kalıplarıyla olayları çözmeye çalışıyoruz.
Hele belli bir yaştan sonra iyice stabil davranmaya başlıyoruz. Bunun önüne geçmek için alternatif yollar öğrenmek çok faydalı olacaktır. Tabiri caizse, hep aynı yoldan eve gitmek yerine paralel yollar bulmak, farklı vasıtalar kullanmak. İşte bu yöntemleri bize veren NLP uzmanları, psikolog yazarlar ya da hayat tecrübesiyle ışık saçanlar çok kıymetli….
Yakın zamanda bir tv dizisinden ne çok şey öğrendik. Terapi odasında hastalarına diyordu ki; “başkalarına gösterdiğin şefkati neden kendine göstermiyorsun, kendine karşı bu kadar acımasız olma” Biz kendimize iyi davranmayı belki de ondan öğrendik. Etrafımızdaki insanlardan ziyade, bizim kendimizi yargılamamız , bizi hasta ediyor. Sustuklarımız psikosomatik hastalıklara dönüşüyor. Kimin midesine vuruyor, kiminin kalbine… Uzmanları daha iyi bilirler; psikolojide savunma mekanizmaları vardır.
Bunları kullanmak zaman zaman akıl sağlığımızı korur. Bu anlamda yaşam koçları dediğimiz kişiler bize alternatif davranış kalıpları öğreterek, sağlıklı bireyler olarak yolumuza devam etmemizde büyük rol oynarlar. Hadi bir tanesine daha bakalım: “Hayatının altüst olmasından korkma. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını” Denemek lazım…Büyük değişiklikler bizi korkutmasın.
Hep söyledim, hep de söyleyeceğim. Yazdıklarıyla, konuştuklarıyla, tutumlarıyla , bize öğreten insanlar iyi ki varlar. İnsan insanın ilacı bazen…Okumak, dinlemek , yeni fikirlere açık olmak gerek…
Kendinize iyi bakın esen kalın.