Programda konuşan Vali Pehlivan; ‘Bugün Kıbrıs Barış Harekatı’nın 49. yıl dönümü. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin barış ve özgürlük gününü kutluyorum. Hayırlara, iyiliklere ve güzelliklere vesile olmasını diliyorum.
Kıbrıs 1571 tarihinde Osmanlı Devleti tarafından fethedilmiştir. 3 yüzyıl boyunca Türk Milletinin yönetimindeyken sorunsuz bir şekilde adada yaşam devam etmiştir. 93 Harbi, akabinde 1878 yılında İngilizlerle imzalanan Berlin Anlaşması ve devamında sürekli olumsuza doğru giden bir süreç yaşanmıştır. Kurtuluş Savaşı yılları Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Milli Mücadeleyi kazanan milletimiz Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte yeniden ayağa kalktıktan sonra diğer birçok meselelerde olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet ilgili olan konuları da yakından takip etmiştir. Çünkü orada bizim soydaşlarımız, kardeşlerimiz yaşıyor.
Özellikle 1963 ve 1974 yılları adadaki Türk kardeşlerimiz için karanlık dönemlerdir. Aslında bu süreç 50‘li yıllarda başlıyordu. Ama 60’lı yıllardan sonra artık mezalime dönüştü. Oradaki soydaşlarımız zulüm görmeye başladı. Nitekim bir 15 Temmuz günü Yunan darbesi söz konusu oldu. İşte 5 gün önce idrak ettiğimiz 15 Temmuz gününde olduğu gibi maalesef oradaki Türk varlığını yok etmeye yönelik ve Türk Milletini oradan bertaraf etmeye yönelik adımlar atıldı, buna cüret gösterildi. Bu noktada da rahmetle andığımız o dönemki Başbakanımız,Başbakan Yardımcımız,,Bakanlarımız, Meclisimiz, Türk Milleti adına bir barış harekatı yapma kararı almıştır.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın şairi İbrahim Günaydın diyor ki;
‘Türk’ün tarihi şanlı zaferlerle doludurYakmak, yıkmak değil, yolu barış yoludur.’
Hakikaten de öyledir. Tarihe baktığımızda biz millet olarak, devlet olarak durup dururken kimsenin toprağında, ülkesinde, devletinde asla gözümüz olmamıştır. Ama işte Kıbrıs’ta yaşandığı gibi varlığımıza, birliğimize, göz dikildiğinde ve buna yönelik adım atıldığında işte o zaman kılıçtan keskin olmayı bilmişizdir, işte o zaman şefkat yüzümüz yanında şiddet yüzümüzün de olduğunu bütün dünyaya göstermişizdir.
Kıbrıs’ta da işte kahramanlarımız o mücadeleyi karadan, havadan, denizden vermek suretiyle adaya huzuru, barışı, esenliği getirmiştir. Ömründe paraşütle bir kere dahi atlamamış olan, o kahramanlarımız o gün saat sabah altı 6:05 te yola çıkıp Kıbrıs semalarında canını vermeyi göze alarak o yangınların, yanan tarlaların üzerine atlamayı bilmiştir. 1700’e yakın şehidimiz olmuştur. Asker, sivil, dahil olmak üzere, 38 binin üzerinde yaklaşık 39 bin gazimiz olmuştur. 600’e yakın Gazimiz Mersinlidir. Yine 17 Şehidimiz Mersinlidir. Allah hepinizden razı olsun.
Onların verdiği mücadelelerle işte Kıbrıs’ta bugün Türk varlığından bahsedebiliyoruz. Türk Devleti’nden bahsedebiliyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti daha önce İslami İşbirliği Teşkilatında da gözlemci üye statüsünü kazanmış ancak oradaki diplomatik metinlerde adı Kıbrıs Türk Devleti olarak ifade edilmişti. Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesinde ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı ilk defa uluslararası bir diplomatik belgede kullanılmıştır.
Ayrıca 2023 yılının Nisan ayında Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 12. Genel Kurulunda da KKTC “Gözlemci Üye” statüsünde yer almıştır.
Bugün biz burada bu töreni bu faaliyeti yaparken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de çok güzel bir açılış töreni, Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yenilenen Ercan Hava Limanı açılıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan bu ve benzeri yatırımların hayırlı olmasını diliyorum.
Bu vesileyle her zaman kalbimizde, gönlümüzde zihnimizde var olan aziz Şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve ebediyete irtihal etmiş bütün gazilerimizi saygı ve rahmetle, hayatta olan gazilerimizi sağlık,afiyet dilekleriyle yad ediyorum. Allah birliğimizi, dirliğimizi daim etsin.’ ifadelerini kullandı.