Valimiz Ali Hamza Pehlivan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıldönümü kapsamında Şehit aileleri, Gaziler ve aileleri onuruna düzenlenen yemek programına katıldı.
Mersin Valiliği koordinesinde, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve KKTC Mersin Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen programda aziz Şehitlerimiz ve ebediyete irtihal etmiş Gazilerimiz için Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı, dualar okundu.
Programda bir konuşma gerçekleştiren Vali Pehlivan; “Bugün Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümü. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin barış ve özgürlük gününü kutluyorum. Hayırlara, iyiliklere ve güzelliklere vesile olmasını diliyorum.
Çok anlamlı bir günü icra ediyoruz. 50 yıl öncesini konuşuyoruz. Hepimiz biliyoruz ki bu 50 yıl öncesinin öncesinde yüzyıllara uzanan bir tarihi gerçeklik var.
Kıbrıs’ta Türk milletinin varlığı yeni değildir. Bugüne ait değildir. Kıbrıs 1571 yılında fethedilmiş ve milletimiz o günlerden itibaren orada bir medeniyet inşa etmiştir. Elbette ki dünyadaki tarihsel gelişmeler, değişiklikler sonrasında özellikle 1900’lü yılların başlarında başlayan süreçte, orada Türk Milletinin varlığını hazmedemeyen ve adayı terk etmemizi isteyen anlayış ve bu anlayışın arkasında kümelenmiş olan bir yapı ile karşı karşıya kalmışız. Özellikle de 1950’li yıllarda, 60’lı yıllarda yoğunlaşan ve artık katlanılamayacak bir boyuta ulaşan zulüm, baskı, şiddet orada bir müdahaleyi gerekli kılmıştır.
Kıbrıs’ta soydaşlarımız bu eziyet, bu mezalim altında iken bizim Türkiye Cumhuriyeti olarak, ana vatan olarak rahat etmemiz mümkün değildi. Garantör bir devlet olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin o dönemdeki Sayın Başbakanımız, kabinemiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz böyle bir müdahale planı içerisinde olmuş ve 1974 yılında Barış Harekatı’nı gerçekleştirilmiştir.
Bu noktaya gelinmesinde bir çok dönüm noktası bulunmaktadır. Özellikle 15 Temmuz 1974’teki Yunan darbe girişimi ise bardağı taşıran son damla olmuştur. Bakınız tarihe dikkatinizi çekiyoruz. 15 Temmuz 2016’da tıpkı Kıbrıs’ta yaptıkları, yaşatmaya çalıştıkları gibi Türkiye Cumhuriyeti’ne de benzer bir darbe ve darbe görünümlü bir işgal girişimi teşebbüsü söz konusu oldu.
Açıkça görüyoruz ki su uyuyor ama düşman uyumuyor.
Bu sebeple o yıllarda devletimizin almış olduğu karar ve bu karar neticesinde havadan adeta yağmur gibi, denizden adeta dalga dalga kuvvetlerimiz, kahramanlarımız Kıbrıs’a intikal ettiler. Yoğun meşakkatli bir mücadele neticesinde adından da anlaşılacağı gibi adaya barışı getirdiler. Barışın tesis edilmesini sağladılar ve bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temelini attılar. O gün o topraklara gidip mücahitlerle birlikte mücadele eden,gazi olan 37 binin üzerinde kahramanımız var. 498 Şehidimiz var. Geçtiğimiz hafta o kahraman gazilerimizi temsilen Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde Millî Savunma Bakanlığımız, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız koordinasyonunda, Mersin Limanı’ndan Gazilerimizi hep birlikte Kıbrıs’a uğurladık. Onların sözlerini, söylediklerini dinleyince, gözlerindeki yaşı görünce biz de en az onlar kadar duygulandık ve gururlandık.
Tarihte gururla hatırlayacağımız çok zaferlerimiz var. Çok başarılarımız var.
Bunlar içerisinde Kıbrıs Barış Harekâtı da müstesna bir yer tutuyor. Gazilerimizi gördüğümüzde Şehit ailelerimizi gördüğümüzde adeta o günleri yeniden yaşıyoruz ve şunu biliyoruz bizim milletimiz evet tarihte bu kadar çok başarıları elde etmiş, zaferler elde etmiş ama ‘İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşatsın’ anlayışıyla hareket etmiş. Kimsenin durup dururken varlığına, birliğine göz dikmemiştir.
Devlet ve millet olarak cemal yüzümüz var ama bir de celal yüzümüz var. Biz kimsenin toprağında, birliğinde, beraberliğinde, devletinde, milletinde, bayrağında, gözümüz yokken, eğer onların gözü var ise ve bunlara kastediyor ise işte o zaman yürek gücüyle bilek gücümüz birleşiyor. Bu zaferler ortaya çıkıyor. Tıpkı Kurtuluş Savaşı yıllarında Gazi Mustafa Kemal önderliğinde çıktığımız o istiklal mücadelesinde olduğu gibi. Yine o günlerde bizim üzerimize adeta yedi düvel halinde gelmişlerdir. Ama milletimiz kenetlendi ve Kurtuluş Savaşı kazanıldı. Atatürk tarafından Cumhuriyet ilan edildi. O günlerden bugünlere geldik. Arada evet Kıbrıs gibi çok önemli bir harekâtı da gerçekleştirdik. Şimdi bugün bu yaşanan ve başarıyla neticelenen tarihi gerçekliği ifade ederken bir yandan da geleceğe yönelik de temennilerimizi, dileklerimizi ortaya koyuyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri topluluğunda misafir,gözlemci üye olarak iştirak etmeye başladı. Dileğimiz odur ki bir gün başta Türk Cumhuriyetlerinin tanımayı kabulüyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni diğer ülkeler tarafından da tanımasıyla Türk Devletlerinin organizasyonlara ve uluslararası bütün yapı ve organizasyonlara üye olarak katılacaktır. İnanıyoruz ki o günleri hep birlikte göreceğiz ve o günlerin gururunu hep birlikte yaşayacağız.
Biz Mersin olarak bugün bu törenlerimizi yaparken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türk heyetinin teşrifleriyle çok güzel etkinlikler, kutlamalar yapılıyor.
Çok güzel mesajlar veriliyor. Özetle şu söyleniyor:
Kıbrıs bizim canımız,
Kıbrıs bizim gözümüz,
Kıbrıs bizim gözümüzün nuru,
Kıbrıs bizim göz bebeğimiz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti et ve tırnak gibi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da iş birliğini, beraberliğini pekiştirecek ve yarınlara yönelik işte bu tanıma süreçleriyle ilgili adımları inşallah birlikte atmaya devam edecek. Adada eşit ve egemen iki ayrı devlet olacak.
Bu vesileyle, ülkemizdeki görevini tamamladığından arzıveda eden Sayın Başkonsolosumuza Mersin’imizde ve ülkemizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni temsilen vermiş oldukları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Özellikle son 2 yılında birlikte mesaimiz oldu. Hem kurumlarla olan iletişiminde hem burada bulunan Şehit ailelerimiz olsun, Gazilerimiz olsun, sivil toplum teşkilatlarımız olsun, meslek kuruluşlarımız olsun toplumumuzun her kesimiyle yakın iş birliği ve diyalog içerisinde çok güzel bir temsil görevi ifa ettiler, kendilerinden sonra geleceklere de örnek olacak başarılı çalışmalar ortaya koydular. Bizler kendisinden memnunuz, müteşekkiriz. İnşallah bundan sonra üstlenecekleri görevlerinde de başarılar diliyoruz.
Bu duygularla Barış Harekatına katılarak Şehit düşen aziz Şehitlerimizi saygıyla, rahmetle anıyorum. Ebediyete irtihal eden Gazilerimize Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık, afiyet ve uzun ömürler diliyorum. Daha nice 50 yıllar, 100 yıllar, 5 yüz yıllar bu güzel günlerimizi kutlamanın nasip olmasını Allah’tan diliyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. ”ifadelerini kullandı.
Programda, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Mersin Başkonsolosu Zalihe Mendeli de birer konuşma gerçekleştirdi.
Programa; Mersin Milletvekilleri Hasan Ufuk Çakır, Talat Dinçer, Gülcan Kış İl protokol üyeleri ve eşleri, Kıbrıs Türk Kültür Derneği yönetim kurulu üyeleri, Şehit aileleri, Gaziler ve aileleri katıldı.