MUSALLA’DAN SURİYE İÇİN ÖNEMLİ MESAJLAR
Tarsus’un Yeşil Mahalle (Musalla) Kültür ve Dayanışma Derneği, dernek binası önünde geniş katılımlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını dernek sözcüsü Derya İleri okudu. Basın açıklamasına sivil toplum kuruluşu, sendika temsilcisi ve dernek üyesi katılım gösterdi.
Musalladaki basın açıklamasında, Tarsus Belediye Başkan Yardımcısı Ali Uyan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarsus Gençlik Kolları Başkanı Zülfü Karaca ve yöneticileri, CHP Mersin Gençlik Kolları yöneticileri, dernek üyeleri, sendika temsilcileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşları hazır bulundu. Kalabalık bir katılımcı grubuyla gerçekleştirilen basın açıklaması bölge halkının duyarlılığı ön plana çıktı.
Derya İleri’nin okuduğu basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
“Üzgünüz, komşumuz Suriye esir düştü. 2011 yılından beri Amerika planları çerçevesinde, Filistin yurdunun en büyük destekçisi Suriye saldırı altındaydı. Suriye kadim bir uygarlıktır, emperyalist saldırıdan önce her dinden her mezhepten her ulustan insan Suriye halkının eşit bir parçasıydı. Şimdi din ve mezhep tacirleri bayram yapıyor.
Demokrasi söylemiyle meşrulaştırılmaya çalışılan iktidar adayı, HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) Suriye El Kaidesidir. Selefi-tekfirci bir terör örgütüdür. Özgürlüğün ve eşitliğin amansız düşmanıdır. İşçi haklarını, kadın haklarını, düşünce özgürlüğünü, kanun önünde eşitliği kabul etmez. Kendi köleci-feodal anlayışında dışına kalan bütün düşünce ve inançları küfür sayar. Kafir/din dışı ilan ettiği laiklere, Alevilere, Şiilere, kendinden olmayan Sünnilere, başka din mensuplarına, insanlara yaşam hakkı tanımaz veya onlara köleliği dayatır. Köleliği eşitlikmiş gibi meşru sayar. HTŞ gericilik ve karşıdevrimin, emperyalist faşizmdir, Ortadoğu’daki halk düşmanı.
Yandaş medya tarafından kahramanlaştırılan bu örgütü biz aslında Maraş Katliamından tanıyoruz, Çorum Katliamından tanıyoruz, biz onları 10 Ekim Ankara Garı katliamından tanıyoruz. Tarih, mezhepçi ve şovenizmin devletleşen demokrasiye ters işlerini kaydediyor. Musalla halkı olarak bizler geçmişte yaşanan bu katliamları unutmadık. Unutmayacağız! Yıkıma ortak olma.
Suriye’nin yıkımında rol alan her kişi, her kurum, her iktidar sonuç olarak İsrail’in kazanması için çalışmış oldu. Bu yıkımın gerçek kazananı şimdilik İsrail’dir. Suriye yağmasından büyük pay kapacağını sanan gafiller faturanın kendilerine kesileceğini yakında görecekler.
Mesele esir düşmekte değil! Suriye halkı geçmişte de esarete düştü, yılmadı, direndi, savaştı, boyunduruğu kırdı attı. Onlar, bugünden başlayarak bağımsızlığına, egemenliğine, toprak bütünlüğüne tekrar kavuşmak, Cumhuriyeti yeniden kurmak için çalışacaklar. Zaferi kazandıklarında gene Filistin ve Lübnan halklarının en büyük destekçisi olacaklar.
Komşularımızın güvenliği ülkemizin güvenliğidir. İç karışıklıkların devam ettiği, düşmanlıkların derinleştiği komşunun zararı hepimizi çeker. Suriye ve yaşanan büyük acıların ve gözyaşlarının dinmesi için birlikte bu yangını bölgeyi daha da derinden etkisine almasının önüne geçmek için dostluk elimizi komşumuza uzatmalıyız. Suriye halkının on yıllardır verdiği mücadelenin birikimleri, kendi tarihi köklerini kucaklayan modern yapılarında ve yaşam koşullarında filizlenecek. Savaştan yakınlarımızı değil insanlık değerlerini kaybettik. İşte bu yüzden Suriye halkı içindir barış.
Suriye halkı, komşularıyla eşit ve kardeşçe ilişki içinde olmak isteyen, kanlı bir egemenlik düzeni kurmaya çalışan saldırgan güçlerin değil, bölgede barış ve refah isteyen bütün dostların yanında yer alacaktır. Bu, Türkiye’yi bölgesinde dostluk ilişkilerinin merkezi yapacak yoldur
Musalla halkı olarak biz de diyoruz ki, tüm Suriye halkının vatanları için verdiği mücadeleyi selamlıyoruz. Tarsus’tan Suriye’ye direnenlere bin selam olsun!”